Balık Baştan Koktu Kuyruğa Geliyor

“Anarşi var!”

“Anarşi kol geziyor!”

“Devlet eiden gidiyor!”

Son yıllarda hiç dilimizden düşmeyen laflar bunlar. Anarşi nerede var? Anarşi niçin kol geziyor? Devlet neden elden gidiyor?

Anarşi, durup dururken gelmez. Anarşi, güle oynaya kol gezmez. Devlet de kolay kolay elden gitmez. Bütün bunlar neden olur, bilir misiniz? Balığın baştan kokmasından…

Balık baştan nasıl kokar? Görün bakın, işte böyle kokar! Sayıştay nedir, siz bilir misiniz Sayıştay! Eskilerin deyimiyle Divanı Muhasebattır. Yani devletin bütün hesaplarını o denetler. Yüce bir Anayasa kuruluşudur. Ve şimdi bu kuruluşun iki başkanı vardır.

Meclis Başkanı Cahit Karakaş bir tarafta, Senato Başkam Atalay ile Bütçe Plan Komisyonu Başkanı Yılmaz Alpaslan bir taraftadır. Meclis Başkanı Karakaş, Bütçe Plan Komisyonundaki seçimi kabul etmemekte ve Cahit Eren’i Sayıştay Başkanı olarak tanımamaktadır. Eski Başkan Vasfi İlter’e de yazı yazarak, görevini devretmemesini istemektedir.

Bütçe Plan Komisyonu Başkanı Yılmaz Alpaslan ile Senato Başkanı Sırrı Atalay ise tam karşı görüşü savunarak Cahit Eren’in başkan olduğunu, seçimin yasal olduğunu söylemektedirler.

Ve şimdi Sayıştay Başkanı olduğunu iddia eden iki kişi vardır. Ve birbirlerine görevi devretmemektedirler.

İşte balık böyle baştan kokar. Bütçe Plan Komisyonunda Kayseri Üniversitesiyle ilgili yasa tasarısı görüşülecektir. Devlet Planlama Teşkilatının görüşünün alınması gerekmektedir. DPT, Komisyona temsilci göndermemiştir. Komisyon üyeleri, “Başbakan Yardımcısı, Maliye Bakanı, sayın planlamacılarımızı beklemektedirler. Feyzioğlu dayanamaz, hemşerisi Maliye Bakanı Müezzinoğlu’na patlar. Ne de olsa ikisi de Kayserilidir ve görüşülecek konu da Kayseri. Üniversitesidir:

“Beri sana, dün planlama temsilcilerini buraya getir dedim, niye yoklar?”

Feyzioğlu’nun bu çıkışına Müezzinoğlu da karşılık verir: “Ben söyledim ama gelmediler, ne yapabilirdim.”

Komisyon Başkanı Yılmaz Alpaslan açar ağzını yumar gözünü, demediğini koymaz. Öğleye doğru DPT Müsteşarı Bilsay Kuruç, komisyona gelince, Alpaslan yine veryansın eder:

“Buraya, bu komisyona, gerekirse başbakan da çağrılır, hesap sorulur. Bir müsteşar kendisini Meclis iradesinin üstünde göremez. Niçin gelmediğini ve mazeretini açıklamalıdır.” CHP’li Etem Kılıçoğlu daha da ileri gider:

“Müsteşar bu demokratik düzenin bir parçasıdır. Bu düzenin içinde ise yetkili organların davetine icabet eder ve görevini yapar. Eğer yapmak istemezse çekip gider. “Burada, komisyonun önünde, gelmeme mazeretini açıklasın. Açıklamadığı takdirde ben bu komisyondan giderim.”   –

Müsteşar Kuruç mazeretini söyler:

“Davetten bu sabah haberdar oldum.”

Oysa Maliye, Bakanı Müezzinoğlu ve Komisyon Başkanı Alpaslan dünden beri Planlamaya haber verdiklerini, çağırdıklarını söylemektedirler.

İşte balık, böyle baştan kokar. Petkim, Ankara’da yeni bir bina yaptırmıştır. Enerji Bakanlığı dü bu yeni binaya göz dikmiştir. Petkim binayı vermez. Vay sen misin vermeyen! Enerji Bakanlığı bir gecede kamyonlarla bu binaya taşınır. Petkim, koşup mahkemeden “men’i müdahale” kararı alır. Yani Enerji Bakanlığını geldiği yere gönderecektir. Mahkemenin kararı uygulanamaz.

Niye? Devlete karşı “cebri icra” olmaz da ondan… işte balık böyle baştan kokar.

Ve bu balık koka koka, tüm memleketi kokutur.

Adam balıkçıya sormuş:

“Balık taze mi?”

“Taze beyim, canlı canlı, diri diri…”

Adam başlamış balıkları kuyruğundan koklamaya…

Balıkçı şaşırmış:

“Yahu sen ne yapıyorsun. Balık kokmuş olsa, başından kokar!”

Adam balıkları kuyruğundan koklamaya devam etmiş : “Baştan nasıl olsa kokmuş ama kuyruğa kadar gelmiş mi, ona bakıyorum.”

Aynıyla vaki!

Zaten balık, pek taze balık değildi, bitli yorgan MC ile birlikte, koku kuyruğa doğru yürüdü ve dahi yürüyor. Şu kokuyu, kuyruğa varmadan bir kesebilsek… Ama kesilecek. Göreceksiniz mutlaka bir ölçüde kesilecek. Hem de Süleyman “Beye ve cümle şürekâsına inat, ‘kesilecek. Bu milletin burnu, bu kokuya dayana…..

Yorum bırakın