Katliamdan Sonra Bir Genç Kız

Antalya’dan kalkan otobüs Eskişehir’e yaklaşmak üzereydi. Arkadan bir feryat koptu… Genç bir kız ayağa fırlamış, yanında oturan yaşlı kadıncağızın da kolundan çekerek sürüklemeye çalışıyordu:

“İmdat, imdat! Bizi kaçırıyorlar. Vallahi anneciğim, doğru söylüyorum, bizi kaçırıyorlar.”

Herkes yerinden fırladı. Acaba arkada ne oluyordu? Ortam öyle bir ortamdı ki, her şey olabilirdi. İlk şaşkınlık çabuk geçti, kimsenin kimseyi kaçırdığı yoktu. Ama genç kız bağırıyordu:

“Anneciğim, anneciğim bizi kaçırıyorlar. Kurtarın bizi!”

Neredeyse annesiyle birlikte pencereden atlayacaktı. Annesi ve diğer yolcular genç kızı sakinleştirmeye çalışıyorlardı ama nafile! Genç kız bir kez kaçıracaklar korkusuna kapılmıştı. Kızcağızın ruhsal bir bunalım geçirdiği ortadaydı.  Zavallı kadıncağız bir taraftan evladını yatıştırmaya çalışırken, bir taraftan da etrafa dert anlatıyordu:

“Hukukun son sınıfında… Üniversiteye bomba attıkları gün oradaymış. Canını zor kurtarmış. Arkadaşlarının parçalanıp öldüğünü görmüş. O günden beri bu hale geldi. Doktorlar, sakin bir yere götürün bu çevreden uzaklaştırın, dediler. Aldım Antalya’ya getirdim, hiçbir şey değişmedi. Hep böyle! Okutmazolaydım. Ne kısmetler çıktı vermedim. Okusun, dedim. Ağzım tutulaydı. Yavrum bu hale geldi.”

Genç kız hâlâ aynı korku içinde çırpınıyordu : “Bizi kaçıracaklar anneciğim. Hani İstanbul’a gidiyorduk. Bak Antalya yazıyor.”

Kadıncağız yalvarıyordu: “Yapma kızım, güzel evladım, kimsenin bizi kaçıracağı yok. Bak burada beyler, hanımlar var, hepsi bizi koruyor. Kimse seni bırakmaz. Kim kaçıracakmış, niçin kaçıracakmışlar. Korkma güzel yavrum.”

“Hayır anneciğim kaçıracaklar. Seni de etkilemişler, bizi kaçırıp öldürecekler. Açın kapıyı inelim.”

Kadıncağız perişan olmuştu:

“Görüyorsunuz halimi, kendime mi yanayım, evladıma m” yanayım! Ben de kalp hastasıyım. Bana da bir ha! olacak…”

Bütün yolcular hem kadıncağızı, hem de kızını ellerinden geldiği kadar teselli etmeye çalışıyorlardı. Herkes son çareyi Eskişehir’de bulmuştu: “Eskişehir’e gelelim, otobüsten insin, biraz hava alsın iyileşir inşallah. Otobüs sıktı zavallıyı…”

Eskişehir’e gelindi ama kızcağız daha fena oldu. “Kaçıracaklar bizi!” diye çırpınıp duruyordu. Derken annesi de fenalaştı. Bir taksiye koyup ikisini de hastaneye yolladılar. Sonrasını kimse bilemedi. Otobüs, yolcularını alıp gitti. Yolcu yolunda gerekti…

Yorum bırakın